TÜRK TÖRESİ
Geçmişten bugüne Türk Töresine kısa bir bakış

Veli AKDOĞAN
-Tarihte bilinen ilk Türk devletlerinden beridir gerek devlet yönetimi gerekse halk arasında sosyal yaşamı düzenleyen kurallar töre/hukuk olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde de töre denilen kavram biraz evrilse de başka yerlere çekilmeye çalışılsa da Türk Töresi kısmen etkililiğini yitirmiş son 200 yıldır da yerini neredeyse yazılı kanunlara bırakmıştır. Oysa ki Türk Töresi geçmişte hiçbir yazılı kurala bağlı kalmaksızın toplum içinde bir oto-kontrol mekanizması oluşturmuştur. Türklerin ilk yazılı anayasası olan Kanun-i Esasi ve ilk medeni kanunu olan Mecelle'ye kadar durum böyledir. Geçmişe bakarak Türk Töresinin toplum ve devlet nezdinde önemine değinmek gerek.
Oğuznamelerde Türk Töresi aile hayatı, bozkır yaşamı, Kut inancı, evlilik, toy-düğünler, kurt ve at gibi önemli semboller, bilgi ve bilgeye saygı ve bağlılık gibi yaşama dair konuları ele almaktadır ve bizlere o dönemlerde sosyal hayatın işleyişinin bunun yanı sıra devlet idaresinin töreden bağımsız düşünülemeyeceğini göstermektedir. Bozkır kültürü ve yaşam tarzı, tahta çıkma ve devlet idaresi, isim verme, Türk Cihan hakimiyeti, aile hukuku, devlet meclisi/ toy, ata-baba hakları gibi konularda kapsamlı bir şekilde ele alınarak günümüze kadar gelmiştir. Mühim bir nokta dikkatimi de çekmedi değil. Oğuzname’de anlatılan bir konuda devlete idaresinde bilgi ve bilgeliğe önem verilir ve hükümdarın yakınında bilge kişilerin bulunması ve yine aynı şekilde töre/hukukun da bilgiye şekillenmesi bir nevi güncellenmesi idi bu da bir nevi Türk eski töresinde hukukun güncellendiği manasına gelmektedir. Avrupa’nın Ortaçağ karanlığında olduğunu düşünürsek o zaman için büyük anlam taşımaktadır.
Töreye dair başka bir tasviri bizlere özetleyen de Hüseyin Nihat Atsız’dır. Kendisi kaleme aldığı romanlarında Türk Töresi ve sosyal yaşamına değinmekte ve bizlere Türk sosyal, askeri ve idari yaşamını yansıtmaktadır. Bozkurtların Ölümü romanına bakıldığında askeri disiplinden, Kağan’ın tahta çıkışından, yönetici unvanları, yöneticinin tahta geçtikten sonra tabiri caizse sosyal devlet anlayışını töreye göre mutlaka uygulaması gerektiği halkın beklentisi olarak bahsedilmektedir. Kurultay/toy kurumunun da Türk devlet yönetimi ve töresinde olmazsa olmazlardan biri olduğu belirtilmekte Oğuznamelerde de bahsedildiği gibi Türk Cihan Hakimiyetinden Atsız’ın eserinde de söz edilmektedir. Adalet/ adil olmak ve herkese eşit olmak gibi bir sorumluluğu olan Türk devlet yapısı sadece kendi soyundan insanları değil de aynı topraklarda yaşayan yabancıları da kapsamaktaydı. Bunların yanı sıra Atsız’ın eserinde ağır suçlular, hırsızlar, yalan söyleyenler, ara bozucular, insan öldürüp kavga edenler, ihanet ve savaştan kaçanlar da töreye göre cezalandırılırlardı. Fakat şuna dikkat edilmelidir ki törede karşılığı olan bu cezalar, tekrarlanmamak üzere değil men etme üzereydi. Ayrıca İslam öncesi Türklerde kadın erkek farketmeksizin zina ve iffetsizlik ise büyük bir suçtu ve zinanın cezası ölümdür. Aynı adlı romandan bir alıntı yapalım: Evli bir kadına iliştiğin için Türk türesince, Kara Kağan buyruğunca idam edileceksin (s. 95)
Yine romanda and içme de önemli kabul edilmiş, kan kardeşi olanlar Anda olarak kabul edilmiş Gök girsin kızıl çıksın yemini edilmiştir.Öte yandan evlilik konusunda günümüzde olduğu gibi başlık parası “süt hakkı” kız tarafına verilmekte erkeğin babası oğlunu evlendirmekle yükümlüydü. Kız ile erkek üç gün üst üste çadırda görüşür dördüncü gün erkek kızı babasından ister ve evlilik gerçekleşirdi ki bu süreçte ahlaka aykırı durumlar yaşanmaz idi ve buna dikkat edilirdi. Tek eşlilik esas idi. Kağan’ın ailesi Tanrı/ Tengri’nin yeryüzündeki temsilcisi sayılır ve kanları kutsal kabul edilirdi. Son olarak konuk yani misafiri en güzel şekilde ağırlamak gerekirdi ve ev sahibinin sorumluluğuydu.
Sonuç olarak törenin eski Türk toplumu ve günümüz Türk toplumu üzerine yansıyan etkisine bakıldığında insanın bulunduğu her alanda düzenlemeler yaptığı oto kontrol açısından büyük bir işlevi olduğu gözler önüne sermiştir. Günümüze kadar gelen etkilerini de düşündüğümüzde Türk Töresi kısmen de olsa etkililiğini korumaktadır. Bize düşen Türk töresini yaşatmak, korumak ve gelecek nesillere aktarmaktır.
Kaynaklar
Oğuznamalerde Türk Halk Hukuku/Türk Töresi/ Mehmet Emin Bars Doç. Dr., Bingöl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Türk Töresi Ve Hüseyin Nihal Atsız’ın Bozkurtların Ölümü Adlı Romanında Töreye Dair Unsurlar/ Seyfettin Arslan